top of page
  • Facebook
  • Instagram

Onu Asla Affetmeyeceğim!

Yazarın fotoğrafı: Gülistan ÇiftGülistan Çift

Güncelleme tarihi: 13 Ağu 2024


Üzgün

Gün içerisinde bile ne kadar çok şeyi unutup, atlayabiliyoruz değil mi? Ütünün fişini çekmeyi, iş yerindeki evrakları düzenlemeyi, akşam eve gitmeden önce almamız gereken ekmekleri ve buna benzer daha pek çok şeyi. Çocukluğumuzdan bu yana yaşadığımız anılarımızı da unutabiliyoruz. Ya da yarım yamalak üstünkörü hatırlayabiliyoruz. Ama söz konusu yaşadığımız, daha da doğrusu yaşatıldığımız olumsuz olay ya da diyaloglar olduğunda, olanca tazeliğiyle zihnimizde saklıyoruz. Sızısını ise kalbimizde taşımaya devam ediyoruz. Hatta döndürüp dolaştırıp yeniden yaşatmaya devam ediyoruz. Sonrasında ne mi oluyor? “Ben affedemiyorum, olanları unutamıyorum” cümlesi yankılanıyor. Sizin de daha önce söylediğiniz gibi değil mi?


Peki, affetmek sizin için hangi anlama geliyor? Bunu danışanlarıma da sorduğumda, çoğu “yaptığını görmezden gelmek”, “bedel ödemesine izin vermemek”, “alttan almak” gibi cevaplar veriyorlar. Bu söylemler affetmenin tanımı değildir. Affetmek, bilinçli olarak yapılır ve bir tercihtir. Affetmek kesinlikle unutmak veya yapılan şeyi mazur görmek anlamına gelmez. Adalet anlayışından vazgeçileceği anlamına da gelmez. Kişinin kendi acılarıyla yüzleşmesi ve kinden, hırstan, nefretten, intikam duygularından arınarak ruhsal olarak hafiflemesidir.


Elbette bu ruhsal acının ve öfkenin bedenimizde, beynimizde biyolojik bir karşılığı vardır. Yaşanan intikam ve öfkeden arınmak bedenimizi toksik kimyasallardan kurtaracaktır. Affetmek, bedenimize ve ruhumuza en büyük hediye olacaktır. Affetmek, bir meseleyi kapatarak boşa giden enerjimizi başka bir yere aktarabilmemizin koşuludur. Affetmek, kendimizi özgürleştirmenin en meşru yoludur. Kimse için değil, kendiniz için affedin sevgili okuyucularım.


En kısa sürede görüşmek üzere. Ha tabi bir de onca duygunun arasından mutluluğu bulup mutluca kalmanız dileğiyle…

 
 
bottom of page